Felçli Hasta Rehabilitasyonu

Felçli Hasta Rehabilitasyonu

Felçli hasta rehabilitasyonu kapsamında beden hareketlerinin yapılamamasına yol açan merkez sinir sistemi omurilik ve uç sinirlerdeki hasarlara uygulanan tedavi programları ele alınmaktadır. Hastaların bu eksikliğe yol açan ana nedenlerin tedavisi yanı sıra bu hastalıklar sonucu kaybettikleri becerileri (felç) geri getirmek için rehabilitasyon programları uygulanmaktadır.

İnmeli Hasta Rehabilitasyonu

İnme (nüzül, felç) aniden gelen bir hastalıktır. İleri yaşlarda daha sık görülür.
İnsanların iş yapamaz duruma getiriyor. Beyin kan damarlarının tıkanmasına veya yırtılmasına ve kanamaya bağlı olarak ortaya çıkar ve bu olayın yer aldığı beyin alanındaki görevlerin yapılmasında bozulmaya yol açar. Beynin bir yarısında oluşan bozukluk nedeniyle vücudun karşı tarafında hareket edememe ve yine beyindeki yerleşime uygun şekilde konuşma yutma bozukluklarına yol açabilir. Rehabilitasyon inme geçirmiş hastaları topluma yeniden kazandırmak amacını taşır. Hastaların inme öncesinde yapabildiklerini hastaya yeniden öğretmek hedeflenir. Bu sistem içinde hem hastanın hem de yakınlarının eğitimi de gerekmektedir.
Her hastanın iyileşme kapasitesi farklı olduğundan, rehabilitasyon sürecince iyileşme için ‘her hasta kendi kitabını yazar’ denmektedir.
Kliniğimizde yapılan rehabilitasyon programlarında hastanın hekim tarafından değerlendirilmesi sonrası ayrıca fizyoterapist tarafından da değerlendirme yapılarak hastanın kimseye bağımlı olmadan yaşamına dönmesine yönelik olarak hastaya uygun ve gerekli bir egzersiz programı düzenlenir.
Kas güçsüzlükleri, ağrılı eklemler, denge durumu, eklem sertlikleri ve kas spastisite artışları tedavi programının belirleyici durumlarıdır. .
Rehabilitasyon ekibinde, fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi, fiyzoterapistler, psikolog, diyetisyen daimi olarak bulunmakta ayrıca bazı konularda farklı sağlık birimlerinden de destek gerekmektedir. Kliniğimizde fizik tedavi hekimi hasta ve yakınlarını bu konuda da yönlendirmektedir.
Rehabilitasyona inme geçiren hastanın nörolojik durumu stabil hale gelir gelmez, erken dönemde başlanması rehabilitasyonun başarısını arttırır. İnmenin erken döneminde yaklaşık ilk 3 ile 6 haftada hastanın inmeli tarafında gevşek olan kas tonusu döneminde başlanmasında fayda vardır, pozisyonlama, hareket açıklığı, elektrikle uyarım verilmesi, yüzeysel reflekslerin kullanılarak hareketin uyarılması gibi egzersiz programları uygulanır. Sonrasında bir yandan hastanın artan kas sertliği (spastisite) kontrol altında tutularak hastaya ortaya çıkan hareketleri güçlendirecek oturma ve ayakta durma dengesini arttıracak, koordinasyonunu geliştirecek ve doğru bir yürüme paterni ile yürümesini sağlayacak egzersiz programları uygulanır. Rehabilitasyon programı hekim hasta ve fizyoterapistin daimi iletişimde olduğu ve kendi içinde hastanın ilerlemesi ile giderek ağırlaşan dinamik bir programdır.

Gerekli olan hastalara, konuşma ve yutma tedavisi, solunum rehabilitasyonu, mesane ve barsak rehabilitasyonu da bu program süresince eklenmektedir.

Hastaların kas spastisitesi ortaya çıktıktan sonra hekim kontrolü ile uygun bulunan hastalar hidroterapi havuzunda fizyoterapist ile birlikte egzersiz programına alındığında, spastisitenin azalması ve vücut ağırlığının azalması nedeniyle, hastanın performansı artmakta ve kas güçlenmesi daha hızlı olabilmektedir. Hastaların düşmekten korkmaması da su içindeki egzersizlerde daha başarılı olmalarını sağlamaktadır.
Rehabilitasyon süresince ayrıca , yaşam biçiminizi değiştirmeniz, yeniden öğrenmeniz veya yeniden tanımlamanız gereken durumlar da hasta ve yakınlarına öğretilmektedir.
Bu amaçla iş ve uğraşı tedavisi ve ergoterapi denilen hastanın ortaya çıkan hareket becerilerini en zayıf halde iken bile kullanarak, yataktan tekerli sandalyeye ve yeniden yatağa transferin öğretilmesi, cihazların tasarlanıp kullanılarak hastanın günlük bakımını (diş fırçalama, taranma, traş olma gibi) ve beslenmesini en kısa zamanda kendisinin yapabilir hale gelmesi hedeflenir.
Hastaların evlerindeki yapısal şartlar kapı genişliklerinden zemin kaplamalarına banyo ve mutfağın durumundan yaşam alanlarının özelliklerine hasta ve /veya yakınları ile konuşularak hastanın ev içersinde sorunsuzca hareket edebileceği hale getirilmesi için yardımcı olunur. Ani gelişen beceri ve bağımsızlık kayıpları nedeniyle bazı hastalarda ortaya çıkan depresif durumlar, hastanın tedaviye yönelik uyum ve motivasyona sahip olmamasına yol açabildiği için, psikolog desteği verilmesi önemlidir. Klinikte hastalarımız haftada bir gün klinik psikolog ile görüştürülmekte, hasta ve yakınları psikolojik destek programına alınmaktadır.

Omurilik Yaralanmaları

Omurilik hasarlarının bir kısmı tümör, enfeksiyon( omurga tüberkülozu, meninjit), doğumsal anomaliler(tethered cord, spina bifida), vasküler bozukluklar (AVM) gibi nedenlerden olsa da en sık görülme nedeni travmalardır. Genç erişkin erkeklerde daha sık görülen omurilik yaralanmaları, trafik kazaları, ev, spor veya iş kazaları ve ateşli silah yaralanmaları sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hastaların büyük çoğunluğu genç erkek hastalardır. Boyun hizasında oluşan yaralanmalarda hastaların kol ve bacaklarında sırt ve bel hizasında olduğunda ise bacaklarında hareket edememe durumu ortaya çıkar. Omurilik hasarı geçiren bir hastanın rehabilitasyonu uzun ve zorlu bir süreçtir. Yaralanmanın erken döneminden itibaren hastalar ve/veya yakınları hızlı sonuç veren bir tedavi seçenekleri aramaya başlarlar. Genç erkek nüfusta gelişmiş ülkelerde çok sık görülen bisağlık sorunu olduğundan bu konuda tüm dünyada çok yoğun araştırmalar ve deneyler yapılmaktadır. Ancak, klinik uygulamaya girmiş ve insanlarda iyi sonuç veren bir yöntem şimdilik söz konusu değildir. Kök hücre tedavileri de ümit verici olmakla birlikte, henüz araştırma evresindedir. Yararları tartışmalıdır, üstelik tümör oluşumu gibi ciddi yan etkilerinden söz edilmektedir. Aynı şekilde, bitkisel tedaviler, ev yapımı ilaçları, hiperbarik oksijen ve akupunktur tedavisi gibi alternatif yaklaşımların da omurilik hasarı üzerine bilinen bir yararı yoktur. Omurilik yaralanmalarında en doğru yaklaşım rehabilitasyon programlarının en erken dönemde planlanmasıdır.Bu uygulamanın amacı eklemlerin donmasını engellemek ve kasların esnekliğini sürdürmek, hastaların mevcut kas güçlerini arttırmaktır. Böylece hasta toplum içindeki hayatını önemli eksiklikler olmadan sürdürebilir. Bunu da ancak donanımlı bir rehabilitasyon kliniğinde ve konusunda eğitimli uzman bir ekipla başarabilir. Rehabilitasyon ekibinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı hekimle birlikte fizyoterapist, psikolog, uğraşı terapisti, yardımcı tedavi elemanları yer almalıdır. Gerektiğinde diğer branşlardaki hekimlere ve terapistlere de kolayca ulaşılabilmelidir. Omur ilik hasarı olan hastalarda sıklıkla ortaya çıkabilen yan problemler solunum sistemi enfeksiyonları, nörojenik barsak ve nörojenik mesane, idrar yolu enfeksiyonları, derin ven trombozları, bası yaraları, eklem kontraktürleri ve spastisite, heterptopik osifikasyonlar, nöropatik ağrı, reaktif depresyon, cinsel/seksüel işlev kayıplarıdır. Rehabilitasyon sürdürülürken hasta bu konularda da sık sık kontrol edilmeli ve gerektiğinde erken dönemde müdahele edilebilmelidir. Travmanın ilk 3 ve 6 haftasında kaslarda gevşeklik mevcuttur. Buna spinal şok dönemi denir. Hastaların bu dönemde, pasif hareket açıklığı egzersizleri, desteklenerek ayakta durma çalışmalarını kapsayan rehabilitasyonu programlanır. Mesane ve barsak rehabilitasyonu bu dönemde hemen başlatılır. Atelleme ve yatak içi pozisyonlama bu dönemde önem kazanır. Bu sürenin sonunda kaslarda spastisite ortaya çıktıktan uygun cihaz ve desteklerle hastalara tranfer, oturma, ayakta durma, denge ve adımlama çalışmalarına geçilir. İnme rehabilitasyonunda olduğu gibi omurilik hasarlarında da amaç hastayı yeniden bağımsız hale getirmek için hastaya özel ve hastanın becerileri geliştikçe değişen bir programın sürdürülmesi, hastaya ve yakınlarına daimi eğitim verilmesi, ev yaşamı ve gündelik yaşamla ilgili uyum bilgilerinin verilmesi ile ve gereken cihazlamalarla hastanın en erken dönemde kendi işlerini kendi yapabilir hale getirilmesine çalışılır. Kliniğimizde bu tip hastalara, fizyoterapi, hidroterapi, denge çalışmaları (balance training) ergometrik uygulamalar deneyimli uzmanlarca verilmektedir.

Yüz felci

Yüzün hareketlerini ve minikleri sağlayan ana sinirin (fasial sinir) hasarlanması sonucunda yüzün yarısını kapsayan felçler ortaya çıkabilir. Bunun sonucunda hastanın kaşlarını göz kapaklarını ve ağzının hareketlerinde güçsüzlük ortaya çıkar. Tanısı doğrulandıktan sonra bu hastalara fizik tedavi uygulanarak sinirin tamir olmasının hızlanması, ve kasların yeniden eski güçlerine kavuşaraki, hareketlerin eskisi gibi yapılır hale gelmesi hedeflenir. Bu amaçla yüzeysel ve derin ısıtıcılar ultrason, manyetik alan, laser gibi uygulamalar. nokta şeklinde eletrik uygulama ile kaslara elektrojimnastik ve fizyoterapist ile egzersizler içeren bir tedavi programı oluşturulmaktadır. Gözün uyku saatlerinde tam kapanmaması nedeniyle gözü koruma amaçlı damla ve jeller fizik tedavi hekimi tarafından reçetelenir. Hastalara geceleri gözlerini kapatarak bantlama öğretilir. Genellikle hastalar bu tedavi sonucunda yaklaşık üç hafta içinde paralizi (felç) öncesi durumlarına dönerler.

Polinöropati

Omurilikten çıkan uç sinirlerin aynı nedenle ve eş zamanlı olarak tutulmaları sonucunda ortaya çıkan nörolojik hastalıktır. Kalıtsal ve enflamatuar olabileceği gibi şeker hastalığı, kanser, alkol kullanımı ya da zehirlenmelerde ve yoğun bakımda kalma sonrasında görülen polinöropati tipleri mevcuttur. Hem hareketi ileten liflerde hem de duyu liflerinde tutulmalar olabilir. erken dönemlerde hastalar el ve ayaklarındaki duyu sorunları nedeniyle hekime başvururlar. Sonrasında ellerde ve ayaklarda güç kayıpları ortaya çıkabilir. Duyu bozuklukları nedeniyle bu hastalarda kolayca yaralanmalar, yanmalar, olabilir. Alt taraf güçsüzlükleri nedeniyle sık sık düşmeler ve üst taraf güçsüzleri nedeniyle taranma çamaşır asma sırasında ellerde yorgunlukların ortaya çıkması mümkündür. Zamala hareketlerde güçsüzlük artar ve yürüme merdiven inip çıkmada bozulmalar olur. Hastaların şikayetlerine göre yapılan muayene ve tetkikler ile tanıkesinleştikten sonra buna yol açmış olan neden de saptanmalı ve o da tedavi edilmelidir. Polinöropati ilerleyici bir hastalık olduğundan hastanın ayaklardan başlayan güçsüzlüğünün zamanla diz üzerine kadar yükselmesi ve yürümeye engel olabilmesi söz konusudur. Duyu sinirleri de tutulduğunda hastalarda şiddetli ağrılar da olabilir. Bu hastalığa neden olan hastalıklar (varsa) saptanıp tedavi edilirken bir yandan da fizik tedavi ve rehabilitasyon ile hastanın ağrıları giderilip kaybedilen kas güçleri yeniden kazanılmaya çalışılır. Kliniğimizde hastaların tedavisinde elektrikle uyarılar, güçlendirme egzersizleri kadar denge ve koordinasyon egzersizleri ve havuz içi egzersizleri önemli ve tedavi edici etkiye sahiptir. Ağrıları gidermek için gerekli ilaç tedavisi ve yine fizik tedavi uygulamaları planlanmaktadır. Hastalar hastalık hakkında bilgilendirilir hem koruyucu hem de iyileşmeye yönelik tedavilerin önemi anlatılır. Hastalara gereken destek cihazlar da yine klinik hekim ve fizyoterapist kadrosu tarafından planlanır.